Basit bestelerin en ucuz melodilerine bile ağlayasım geliyor.
Hassasiyet ışıklarını yakmış güpegündüz inadına sönmüyor. Bir çocuk masumiyetine ve sabırsızlığına bürünüyor bütün heveslerim.
Bir fotoğraf hergün dahada güzelleşiyorsa ve nasır bağlamış kalp sancısı merhemini bir kağıdın üstündeki bir göz bir tenden biliyorsa ..
Ne göze

nede hevese söz geçiyor.
Sabahın altısında gözler tavanda
fikir ince gül'deyken dedim ya:
şu herhangi bir söz veya nota acıklı bir hikaye gibi dokunuyor. Ve sonra türk filim kıvamında alaturka zemin üzerine uzanmış üzgün tebessümler biriktirmeye başlıyorum.
Inan yakışmayan hiç birşey yok .
Esmer teninle çizdiğim her portre bir başka güzel.
Görünen manzara sadece üç beş dal sigaranın kıvrak zaman dilimindeki efkar gölgesi değil
Emekten çok yürek acıtan netameli ve her gecenin her sabah sevinci gibi
Saf
Duru
Masum
Yorgun
Bilseydim ki gülümsemek bu kadar çok sana yakışıyor
doğduğum günden bu yana hiç gülmezdim.
Biriktirir yüzüne serpiştirirdim.
Dudaklarının kutsal kıvrımı
anlamsız duruşuma bir isim bulsun diye ..
Irmaklarına su
Gününe ışık
Suskunluğuna sessizlik
Ne ararsan onu olmaya hazır bir yürek işte
Inan yakışmayan hiç birşey yok

kara gözünle çizdiğim her portre bir başka güzel ..
Güzel olan herşeyi şahit bırakıp

çember işlemelerle sevdim her döngüsü atık duyguyu. Ben oynamıyorum ..
Kelimelerim sana gelirken içim kazanıyor. Bu sancı sizin orda nasıl söylenir bilmem

burda söylemek zor.
Sadece en güzelini yakıştırmaya çalışıyorum.
çaresi yıllarla kıyaslanan bu hastalıkta üzgün tebessümler biriktiriyorum ..
Biriken sadece üç beş dal sigaranın kıvrak zaman dilimindeki efkar gölgesi değil
emekten çok yürek acıtan netameli ve her gecenin sabah sevinci gibi ..
Saf
Duru
Masum
Yorgun
Inan yakışmayan hiç birşey yok

Senin olduğun her kare bir Başka Güzel